A - I n f o s
a multi-lingual news service by, for, and about anarchists
**
News in all languages
Last 40 posts (Homepage)
Last two
weeks' posts
The last 100 posts, according
to language
Castellano_
Català_
Deutsch_
Nederlands_
English_
Français_
Italiano_
Polski_
Português_
Russkyi_
Suomi_
Svenska_
Türkçe_
The.Supplement
First few lines of all posts of last 24 hours ||
of past 30 days |
of 2002 |
of 2003
Syndication Of A-Infos - including
RDF | How to Syndicate A-Infos
Subscribe to the a-infos newsgroups
{Info on A-Infos}
(tr) [anarsistbakis] Yenilemeler 18 - 01.Aralık.2003
From
zamane divane <anarsistbakis@yahoo.co.uk>
Date
Thu, 4 Dec 2003 15:15:10 +0100 (CET)
________________________________________________
A - I N F O S H A B E R S E R V İ S İ
http://www.ainfos.ca/
http://ainfos.ca/index24.html
________________________________________________
YENİLEMELER - 18 / 01-Aralık-2003
[Türkiye Solu sitesinin yenileme haberlerini de almak isteyenler, şu
adrese girerek üye olabilirler:
http://groups.yahoo.com/group/turkiyesolu/ ].
"Makaleler" kısmına eklemeler yapıldı (Aşağıda).
http://uk.geocities.com/anarsistbakis/anarchy_articles.html
----------------------------------------------------------------------------"STİRNER
VE FOUCAULT: POST-KANTÇI BİR ÖZGÜRLÜĞE DOĞRU", Saul Newman, 2003 (çeviri: Kürşad Kızıltuğ)
http://uk.geocities.com/anarsistbakis/makaleler/newman-stirnervefoucault.html
Kant ve Evrensel Özgürlük
Madalyonun Otoriter Yüzü
Özcülüğün Eleştirisi
Foucaultcu Özgürlük: Kendilik Kaygısı
İki Aydınlanma
Stirner'in Kendi Olmak Teorisi
Sonuç
Dipnotlar:
Başvurulan Çalışmalar
Max Stirner ve Michel Foucault çoğunlukla birlikte incelenmeyen
düşünürlerdir. Yine de, uzun süreden beri ihmal edilen Stirner'in, çağdaş
postyapısalcı düşüncenin bir habercisi olduğu iddia edilebilir. (01)
Hakikaten, Stirner'in Aydınlanma hümanizmi, evrensel akılcılığa ve özsel
kimliklere dair eleştirileriyle, Foucault, Jacqués Derrida, Gilles
Deleuze ve diğerlerinin geliştirdikleri benzer eleştiriler arasında pek
çok alışılmadık koşutluklar vardır. Bununla beraber, bu makalenin amacı,
yalnızca Stirner'i postyapısalcı gelenek içine yerleştirmek değil, daha
ziyade, onun özgürlük sorunu hakkındaki görüşünü incelemek ve
Foucault'nun, iktidar ilişkileri ve özneleşme bağlamındaki kendi genel
düşüncesinin gelişimiyle olan bağlantılarını keşfe çıkmaktır. Geniş bir
açıdan bakarsak, her iki düşünür de, çoğunlukla bizzat baskıcı olan özcü
ve evrensel önvarsayımlar içeren klasik Kantçı özgürlük düşüncesini son
derece sorunlu olarak görürler. Bunun yerine, özgürlük kavramı yeniden
düşünülmelidir. Bundan böyle baskıdan özgürleşmek anlamına gelen olumsuz
terimler içinde görülemez; buna karşın bireysel özerkliğe dair,
özellikle de bireyin yeni özneleşme kipleri inşa etmesi özgürlüğü
anlamında, çok daha olumlu düşünceler içermelidir. Göreceğimiz gibi
Stirner, hep beraber özgür olmaya dair klasik düşünceyi gereksiz kılmış
ve bu radikal bireysel özerkliği tarif eden kendi olmak (*) (Eigenheit)
teorisini geliştirmiş. Özgürlüğün özcü olmayan bir biçimi olarak bu tür
bir kendi olmak teorisinin, eleştirel bir ethosu ve kendiliğin
estetikleştirilmesini içeren Foucault'nun özgürlük projesiyle bir çok
benzerlikleri olduğunu öne sürüyorum. Gerçekten de Foucault, özgürlük
söyleminin antropolojik ve evrensel akılcı temellerini soruşturur ve
özgürlüğü etik pratikler açısından yeniden tanımlar. (02) Hem Stirner
hem de Foucault, çağdaş anlamda özgürlüğü anlamak için hayati öneme
sahiptirler -özgürlüğün, bundan böyle, akılcı mutlaklar ve evrensel ahlâk
kategorileri tarafından sınırlandırılamayacağını gösterdiler. Özgürlük
anlayışını Kantçı projenin sınırlarından kurtararak, -kendiliğe dair
somut ve olumsal stratejiler üzerine oturtarak- daha öteye
taşırlar.Devamı...>>
http://uk.geocities.com/anarsistbakis/makaleler/newman-stirnervefoucault.html
----------------------------------------------------------------------------"KISIM
C.4 PİYASAYA NEDEN BÜYÜK ŞİRKETLER EGEMEN OLUR? ", Anarşist SıkçaSorulan Sorular, (çeviri)
http://uk.geocities.com/anarsistbakis/makaleler/sss-kisimc4.html#c.4.3
C.4.1 Büyük Şirketler Ne Kadar Büyüktür?
C.4.2 Büyük Şirketlerin Toplum Üzerindeki Etkileri Nelerdir?
C.4.3 Büyük Şirketlerin Varlığının Ekonomi Kuramı ve Ücretli Emek
Açısından Anlamı Nedir?
"Olgular gösteriyor ki. . . kapitalist ekonomiler zaman içerinde ve
bazı
fasılalarla giderek daha fazla yoğunlaşıyor." (M. A. Utton, The Political
Economy of Big Business, s. 186) "Serbest" piyasanın dinamiği, (ulusal,
ve giderek de uluslararası düzeyde) az sayıdaki firmanın hakimiyeti
altında olma eğilimidir; bu, oligapolcü rekabete ve söz konusu
şirketlerin daha yüksek karlar yapmasına neden olmaktadır (ayrıntılar ve
kanıtlar için Bir Sonraki Kısıma bakınız). Bu, kurulmuş olan şirketlerin
rekabet etmek için gerekli olan büyük sermaye yatırımlarını yapabiliyor
olması, böylece de verili bir piyasaya girebilen ve orada varlığını
sürdürebilen rekabetçi [şirket] sayısını azaltması yüzündendir. Bu
nedenle, Proudhon'un sözleriyle, "rekabet, rekabeti öldürür." (Systems
of Economical Contradictions, s. 242)
Bu, "(1880'lerden sonra ABD'de Büyük Şirketlerin yükselişinin
ardından)
yeni, güçlü markaların ortaya çıkmadığı anlamına gelmez; çıkmışlardır,
ancak bu yüzyılın başlarında ya küçük olan veyahut da mevcut olmayan
piyasalarda." Kapitalizmin dinamiği öyle bir şeydir ki, "(Büyük
Şirketlerin büyüklüğü ve pazar gücü ile ilgili olan) rekabetçi avantaj
bir kere yaratıldığı zaman, devamlılık gösterir." (Paul Ormerod, The
Death of Economics, s. 55)
Hiç ya da çok az sermayesi olan insanlar açısından, rekabete girmek
düşük
başlangıç maliyetleri olan küçük piyasalarla sınırlıdır ("Genelde, küçük
ölçekli üretimle ilgili olan sanayiler genellikle. . . daha düşük
yoğunlaşma düzeylerine sahiptirler." (Malcolm C. Sawyer, The Economics
of Industries and Firms, s. 35)). Ne üzücüdür ki, rekabetin dinamikleri
nedeniyle, zayıf olanlar iflas edip başarılı olanlar büyüdüğü ve sermaye
maliyetleri artığı için, bu piyasalar da teker teker az sayıdaki büyük
firmanın hakimiyeti altına girerler -- "Sermayenin çevrimini her
tamamlayışında, birey ona oranla giderek küçülür." (Josephine Guerts,
Anarchy: A Journal of Desire Armed, sayı 41, s. 48)
... ... ...
Bu giriş/hareket engelleri sonucunda, piyasanın iki ana sektöre
bölündüğünü görürüz --oligapolcü sektör ve daha rekabetçi olan sektör. Bu
sektörler iki düzeyde faaliyet gösterirler --(verili bir piyasada çok
büyük piyasa payları, güçleri ve fazla karları olan az sayıdaki firma
ile) piyasalar içerisinde ve bizzat ekonominin içerisinde (bazı
piyasalar fazlasıyla yoğunlaşmış ve az sayıdaki şirketin hakimiyeti
altındadır, diğer piyasalar ise daha rekabetçidir). Bu, daha rekabetçi
piyasalardaki firmaların yanısıra, oligapolcü piyasalardaki küçük
firmaların da büyük şirketler tarafından ezilmesine yol açar. Rekabetçi
güçlerden korunmak demek, oligapolcü piyasalardaki piyasa fiyatının
piyasaki ortalama üretim fiyatına doğru düşmeye zorlanmaması demektir;
bunun yerine, [piyasa fiyatı] sanayideki (piyasada hakim bir konumda
olmakla ilişkili kazanımlara erişimi olmayan) daha küçük şirketlerin
üretim fiyatları etrafında dengelenme eğilimindedir. Bu, kendi
oligapolcü piyasalarında genellikle
karşılaştırılabilir [düzeyde bir] getiri elde eden en büyük şirketler
hariç olmak üzere, getiriler [sektöre] girmeye değer olmadığı için yeni
sermayenin piyasaya girmesi teşvik edilmezken, hakim firmaların
süper-karlar kazanabileceği anlamına gelir (ve piyasa gücünün sadece
birkaç [şirketin] elinde olması nedeniyle, eğer hakim firmalar yayılmayı
bir tehdit olarak algılarlarsa, küçük firmalar açısından [piyasaya]
girmek potansiyel olarak tam bir felaket olabilir.)
Böylece Büyük Şirketlerin semeresini aldığı süper-karların
devamlılığını
sağlayan şey, rekabeti azaltan --yoğunlaşma, piyasa gücü ve hacmi
cinsinden-- avantajlardır (ayrıntılar için Kısım C.5'e bakınız).
Ve, Büyük Şirketlerin yükselişini sağlayan süreçlerin küresel piyasada
da
işlemekte olduğunu belirtmeliyiz. Büyük Şirketlerin karları azami kılmak
ve piyasada hayatta kalmak arzusuyla ortaya çıkması gibi,
"(ç)okuluslular da, oligapolcü dünyada karları pekiştirmenin ve
çoğaltmanın bir yolu oldukları için ortaya çıkarlar." (Ketih Cowling ve
Roger Sugden, Transnational Monopoly Capitalism, s. 20) Böylece tamamen
ulusal olan bir fotoğraf diyelim ki piyasanın dört firmanın hakimiyeti
altında olduğunu gösterirken, küresel görünüm ise bunun yerine oniki
firma olduğunu gösterecektir bize, ve piyasa gücü çok daha az
kaygılandırıcı görünür. Ancak ulusal piyasanın zamanla yoğunlaşamaya
maruz kalması, küresel piyasalarda da aynen yaşanır. Zamanla, küresel
piyasaların çoğuna hakim olan bir elin parmakları kadar firmayla,
gelişkin bir küresel oligapol yapısı ortaya çıkacaktır (işlem hacmi
[turnover] çoğu ülkenin GSYİH'sinden daha büyük [olan firmalar] --ki bu
bugünkü durumdur. Örneğin, 1993'de Shell'in 100.8 milyar $'lık
varlıkları, Yeni Zelanda'nın GSYİH'nin neredeyse iki, Nijerya'nın ise üç
katıydı; toplam satışları ise 95.2 milyar $ idi).
Böylece, kapitalizmin kendi dinamiği, piyasada hayatta kalmanın
gereklilikleri, piyasanın Büyük Şirketlerin hakimiyeti altına girmesine
ndene olur ("rekabet ne kadar gelişirse, rekabetçilerin sayısını o kadar
azaltma eğilimi gösterir." (P-J Proudhon, Op.Cit., s. 243)). Rekabetin
piyasa koordinasyonunu tahrip etmesi ve yerine kaynakların planlı
dağıtımını geçirmesi ironisi kapitalizmin destekçilerinin sıklıkla
gözünden
kaçar.Devamı...>>
http://uk.geocities.com/anarsistbakis/makaleler/sss-kisimc4.html#c.4.3
----------------------------------------------------------------------------
"KISIM C.5 BÜYÜK ŞİRKETLER NEDEN KARDAN DAHA BÜYÜK BİR DİLİM ALIRLAR?",
Anarşist Sıkça Sorulan Sorular, (çeviri)
http://uk.geocities.com/anarsistbakis/makaleler/sss-kisimc5.html
C.5.1 Büyük Şirketlerin Süper-Karları Yüksek Etkinlik Nedeniyle Değil
midir?
Bir önceki kısımda belirttiğimiz üzere, kapitalist piyasanın doğası
yüzünden, büyük firmalar kısa zamanda hakim hale gelirler. Bir kere
birkaç büyük şirket belirli bir piyasaya hakim hale geldiğinde, çok
sayıdaki rekabetçinin potansiyel olarak dışarda bırakıldığı, böylece de
rekabetçi baskıların azaltıldığı bir oligapol meydana getirirler. Bu
durumda fiyatın olması gereken "piyasa" düzeyinin üstüne çıkma eğilimi
ortaya çıkar, çünkü oligapolcü üreticiler "kendi" piyasalarına girecek
potansiyel yeni sermayeyle karşılaşmazlar (görece yüksek sermaye
maliyetleri ve diğer giriş/hareket engelleri nedeniyle). Bu rekabet
biçimi Büyük Şirketlerin mevcut kar pastasından "haksız" bir dilim
almasıyla sonuçlanır. Ekonomide herhangi bir anda bir objektif kar
düzeyi var olduğu için, oligapolcü karlar "hala rekabete takılıp kalmış
olan bireysel sermayenin zararına yaratılır." (Paul Mattick, Economics,
Politics, and the Age of Inflation, s. 38)
... ... ...
"Tekel derecesi", piyasa yoğunlaşmasının düzeyi, piyasa payı,
reklamların
boyutu, giriş/hareket engelleri, danışıklı döğüş [collusion] vb.
etkenleri yansıtır. Bu etkenler ne kadar kuvvetli olursa, tekel derecesi
ve fiyatların maliyetler üzerinden mark-up'lanması da (ve böylece de
katma değer içerisinde karların payı) o kadar yüksek olacaktır. Biz
tekel derecesinin ilk başta nasıl yaratılmış olduğununa değil de --ki
bu, Kısım C.2'de vurgulandığı üzere, Kropotkin'in sözleriyle
"yoksulların [karşılığı] ödenmemiş emeklerinden" kaynaklanmaktadır)
bunun karın firmalar arasında bölüşümünü nasıl etkilediğine vurgu
yapmamıza rağmen, bizim yaklaşımımız Kalecki'ninkine pek çok açıdan
benzemektedir.
... ... ...
Oligapolün bir başka yan etkisi ise, [ekonomik] çöküşe giderken
[şirket]
birleşmelerinin sayısında artış olması eğilimidir. Krizi engellemek
amacıyla kredinin genişletilmesiyle beraber (bakınız Kısım C.8),
firmalar piyasa güçlerini artırmak ve böylece de maliyetler üzerindeki
mark-up'ı yükselterek kar marjlarını iyileştirmek amacıyla
birleşeceklerdir. Kar oranları düşük ve azalmakta olduğundan,
birleşmeler piyasadaki/ekonomideki tekel derecesini çoğaltarak kar
oranlarını yükseltmeye yönelik bir girişimdir. Ancak, bu kısa vadeli bir
çözümdür ve kökleri piyasada değil, üretimde olan krizi ancak
erteleyebilir, durduramaz (bakınız Kısım C.7) --ortalıkta çok fazla artı
değer bulunmakta, ve sermaye stoğundan kurtulamamaktadır. Bir kere
çöküntü başladığında, boğaz boğaza rekabet dönemi başlayacak ve ardından
yavaş yavaş yoğunlaşma süreci tekrar başlayacaktır (zayıf firmalar
battıkça, başarılı firmalar piyasa paylarını ve sermaye stoklarını
artıracaklardır). Devamı...>>
http://uk.geocities.com/anarsistbakis/makaleler/sss-kisimc5.html
----------------------------------------------------------------------------
"ŞİDDETSİZ BİR TOPLUMA DOĞRU: ANARŞİZM, TOPLUMSAL DEĞİŞİM VE FOOD NOT
BOMBS ÜZERİNE DURUM YAZISI", Chris Crass, 1999 (çeviri)
http://uk.geocities.com/anarsistbakis/makaleler/crass-siddetsizbirtoplum.html
Tartışılması Bu Kadar Önemli Olan Kahrolası Şey Nedir?
Anarşizm İçin:
Anarşizm ve Konsensus:
Anarşizm ve Vejetaryanlık:
Anarşizm ve Şiddetsizlik
Ancak Anarşizm Popüler Değil, ve Yanlış Anlaşılıyor;
Bu yazının ortaya çıkışı ve amacı:
Bu yazı, San Fransisko'daki Bomba Değil Yiyecek'de [Food Not Bombs,
FNB]
politikamız ve politikamızı yazında nasıl temsil ettiğimiz hakkında
yapılan tartışmanın sonucunda, ilk olarak 29.11.1995 tarihinde yazıldı.
09.11.1995 tarihli toplantımızda, anarşizm ve FNB hakkında derinlemesine
ve düşünce kışkırtıcı bir tartışma yapmıştık. Toplantıdakilerin çoğu
FNB'nin, yapısı ve hedefleri itibariyle, yönelim olarak her zaman
anarşist olduğuna güçlü bir şekilde inanıyordu. Ancak, anarşist politika
ve FNB'nin ilkeleri hakkında kaygılarını belirten çok sayıda insan da
vardı.
Bu durum yazısı [position paper, belli bir konu üzerinde bir grubun
görüşlerini/tezini açıklayan yazı], esasında, bu kaygılara hitap eden ve
grup içerisinde anarşist politikayı amaçlayan, gruba sunulmuş bir
öneriydi. Toplantılarda ve birçok tartışmada dağıtılan önerinin --hem
resmi, hem de gayriresmi--, grup tarafından konsensusla kabul edilmesi
yaklaşık bir yılı buldu. Anarşizmin FNB politikasının resmi bir öğesi
haline gelmesinin hemen ardından, grubun daha geniş politikasını açıkça
ifade eden ve günlük eylemlerimizi radikal politika bağlamına oturtan
bir görüş raporu [vision statement] biraraya getirildi. Bu yazının
sonunda yer alan görüş raporunda, bizim cinsiyetçilik karşıtı mücadele
kararlığımızdan, ekolojik olarak sürdürülebilir bir topluma doğru
yönelen eylemler olarak topluluk bahçeciliği ve organik gübrelemeye
[composting] kadar her şey içeriliyordu.
Bu yazı, San Francisko FNB içindeki bir öneri olmaktan çıkarak, daha
geniş FNB topluluğu ve aktivist hareketi için FNB politikalarına ilişkin
bir durum yazısı haline geldi. Bu yazının, eşzamanlı olarak bir yandan
esaslı bir toplumsal değişiklik için çalışan, öte yandan ise küresel
şirketler hakimiyetine ve dünyadaki yoksulluğa karşı çıkmak için
çalışan, uluslarüstü bir hareket olarak FNB'nin politik geleceği
hakkında tartışma açacağı umut edilmektedir. Yine bu yazının, daha geniş
sosyal adalet hareketleri içinde yer alan başkalarının, FNB'nin
eylemlerini ve politikalarını anlamasına yardım edeceği umulmaktadır.
Bizim hizmetlerimizi anlamlı kılan, günlük çabalarımıza enerji ve
canlılık kazandıran şey FNB'nin radikal politikasıdır --zaman zaman ne
kadar önemsiz gözükürse gözüksünler. Kendi günlük aktivizmimizin sosyal
ve ekonomik adalet için çalışan daha geniş bir hareketle bağlantılı
olduğunu gördüğümüz zaman, bu bizim sebzeleri kesip durmamız, veya yapış
yapış gübreyle uğraşmamız, veya sabah fazlasıyla erken kalkarak sıradaki
insanlar için kahve ve ekmek hazırlamamız için gerekli olan ilham ve
motivasyonu edinmemize yardım eder. Radikal toplumsal değişim günden
güne gerçekleşir; ve kendinizden çok daha geniş olan bir şeyin bir
parçası olduğunuzu bilmek bile o günün sonunu getirmenize
yetebilir.Devamı...>>
http://uk.geocities.com/anarsistbakis/makaleler/crass-siddetsizbirtoplum.html
*******
*******
****** A-Infos Haber Servisi ******
Anarşistlerle ilgili ve anarşistleri ilgilendiren haberler
******
TALİMATLAR: lists@ainfos.ca
YANITLAR: a-infos-d@ainfos.ca
YARDIM: a-infos-org@ainfos.ca
WWW: http://www.ainfos.ca/
BİLGİ: http://www.ainfos.ca/org
-A-infos'tan tek dilde ileti almak için lists@ainfos.ca'ya aşağıdaki mesajı gönderin:
unsubscribe a-infos
subscribe a-infos-X
X = en, ca, de, fr, it, pt, vb. (yani, dil kodudur)
A-Infos Information Center