A - I n f o s
a multi-lingual news service by, for, and about anarchists
**
News in all languages
Last 40 posts (Homepage)
Last two
weeks' posts
The last 100 posts, according
to language
Castellano_
Català_
Deutsch_
Nederlands_
English_
Français_
Italiano_
Polski_
Português_
Russkyi_
Suomi_
Svenska_
Türkçe_
The.Supplement
{Info on A-Infos}
(tr) Alt. Medya; Yeni Harman - KARA BLOK
From
Worker <a-infos-tr@ainfos.ca>
Date
Sun, 17 Aug 2003 18:38:30 +0200 (CEST)
________________________________________________
A - I N F O S H A B E R S E R V İ S İ
http://www.ainfos.ca/
http://ainfos.ca/index24.html
________________________________________________
YERYÜZÜNDE YENİ BİR HAYALET DOLAŞIYOR: KARA BLOK
90'lı yılların başında sosyalist diktatörlüklerin yıkılma süreciyle
birlikte Marksizm'in kapitalizm karşısındaki de facto yenilgisi de gün
ışığına çıkmış oluyordu. Marksizm halen bazı çevrelerde devrimci
iddiasını sürdürüyor görünse de, sosyalist diktatörlüklerin çöküşü aynı
zamanda yeryüzündeki kapitalizm karşıtı ve devrimci, ancak
"reel-sosyalizm" örneklerinde görüldüğü gibi bürokratik ve baskıcı
olmayan alternatiflerin ön plana çıkmasını sağladı.
Ortodoks Marksizmle aynı kökenden gelen Troçkizm bu ortamdan
yararlanmasını bildi. Troçki'nin Kronstadt'taki bürokrasi karşıtı
özgürlükçü sosyalist isyanı bastıran Kızıl Ordu'nun başkomutan olması
göz ardı edilerek, Stalin karşıtı söylemleri üzerinden anti-bürokratik
bir iddiayla yola çıkan bu hareket de, genel olarak sınıf mücadelesinin
parlamenter gelenek içerisinde yeniden üretilmesinden başkaca bir yol
önermedi. İşte bu teorik ve "yaşamsal" boşluk anarşist düşüncelerin
toplumsal düzeyde yaygınlaşması açısından uygun bir ortam sağladı.
Kuşkusuz bu söylediklerim, ABD ve AB ülkelerindeki toplumsal hareketler
açısından geçerli. Şurası kesin ki, buna dair çeşitli işaretler olsa da,
anarşizm 3. Dünya'da toplumsal bir hareket olarak varlık gösterebilmenin
henüz çok gerisindedir. 3. Dünya'daki (özellikle Orta Doğu ve kısmen de
Güney Doğu Asya'daki) muhalefetin günümüzde daha çok radikal İslamcı
düşüncenin etkisi altında olduğu söylenebilir.
KARA BLOK NEDİR?
Neyse, isterseniz tarihin çöplüğüne gönderelim tüm bu ideolojik
tartışmaları da, asıl konumuz dönelim... Son birkaç yıldır televizyon
haberlerinde, gazetelerin dış haberlerinde ismiyle cismiyle adı geçen
Kara Blok nedir, kimdir, derdi nedir?
Öncelikle şunu söylemek mümkün: Kara Blok anarşistlerin eylem birliğidir.
Ancak bu "birlik" önceden ayrıntılarıyla belirlenmiş, programatik ve
sistematik bir örgütsel bağlılık değildir. Bu birlik bundan daha çok
yaşamsal ve -bir "örgüt"e kıyasla daha gevşek ama- daha "insani" bir
bağdır. Kara Blok başlı başına bir örgütlenme değildir, bir örgütlenme
biçimi de değildir. Bir eyleme biçimi olduğu söylenebilir belki, ancak
kesinleşmiş, "ilkesel" bir eylem tarzı da yoktur. Kısa ve en sade
şekliyle, Kara Blok, anarşistlerin ve benzeri düşüncedeki herkesin
("anti-otoriterler" diyebiliriz) herhangi bir gösteride ortaklaşa
yürüdüğü korteje verilen isimdir.
Anarşistlerce oluşturulan korteje "Kara" isminin verilmesinin ise iki
temel nedeni var. Bunlardan ilki kortejin genelinde (bayraklarda,
pankartlarda vs.) anarşizmin rengi olan "siyah"ın yaygın olarak
kullanılması, diğeri ise eylemcilerin polis tarafından tespit edilmemek
amacıyla kendilerini gizleme ihtiyacı hissetmeleridir. Türkiye
topraklarında yaşayan kişiler olarak hepimiz çok iyi biliyoruz ki,
ayrımsız bütün devletler bir şekilde kendisini koruma güdüsüyle,
muhalifler ve düzen karşıtlarına karşı baskı ve şiddet uygulama hakkına
(!) sahip olduklarına inanır. İşte bu bariz gerçek, anarşistlerin
"güvenlik açısından" kendilerini gizlemesinin esas sebebidir.
KARA BLOK'UN GEÇMİŞİ
Kara Blok ismi son birkaç yıldaki küresel kapitalizm karşıtı gösterilerde
ön plana çıkmaya başladı. Kara Blok'un tarihi birkaç yıl öncesi kadar
olmasa da çok eskilere dayanmıyor. Bu tanımlamanın ilk kez 1980'lerde
Almanya'daki otonomcu ve anarşistlere karşı Alman polisi tarafından
kullanıldığı biliniyor. Anarşist hareketlenmenin toplumsal olaylarda
giderek öne çıkmaya başlaması ve tüm dünyanın gözü önünde gerçekleşen
küreselleşme karşıtı eylemlerin ses getirmesi, Kara Blok isminin medya
organlarında düzen-karşıtı, haşarı, sinirli, yıkıcı, molotoflu anarşist
imajıyla birlikte anılmasıyla paralel gelişen bir süreç oldu.
Küresel kapitalizm karşıtı eylemler ilk kez Almanya'nın Köln kentindeki
G8 zirvesine karşı tüm dünyada eş-zamanlı gerçekleştirilen J18 (18
Haziran 1999) eylemleriyle geniş ölçüde duyuldu. Aynı yıl Kasım ayı
sonlarında ABD'de Seattle kentindeki DTÖ (Dünya Ticaret Örgütü)
toplantılarına karşı gerçekleştirilen protestolar öncesinde ABD medyası
kurbanını çoktan seçmişti: kara giysiler giyen, maskeler takan
anarşistler yani "Kara Blok". Bu isim sonradan, 16 Nisan 2000'de
Washington'daki protestolarda anarşistlerin oluşturduğu Devrimci Anti-
Kapitalist Blok, aynı yıl Prag'da IMF ve Dünya Bankası'na karşı yürüyen
Mavi Kortej, Göteburg'daki anarşist + anarko-sendikalistler ve Cenova'da
anarşist skin-head Carlo Giuliani'nin katledildiği gösteriler sırasında
mülkiyete zarar verici eylemlere girişen anarşistler tarafından da
kullanıldı. Nice, Evian, Selanik, Montreal ve hatta Ankara!... Birçok
gösteride anarşistler diğerleri tarafından böyle isimlendirildi ya da
kendilerini bu şekilde tanımladılar.
KARA BLOK VE ŞİDDET
Malatesta "Anarşizmin temel ilkelerinden birisinin, insanlar arası
ilişkilerde şiddetin tamamen ortadan kaldırılması" olduğunu söylerken
kendisini bir şiddet-karşıtı olarak tanımlamıyordu. Anarşistlerin bir
bölümü kendilerini şiddet karşıtı "anarko-pasifist" olarak tanımlasa da,
söz konusu gösterilere katılanların çoğunluğunun mülkiyete karşı
"şiddet" kullanımını yadırgamadığı söylenebilir. Aslında genel olarak
Kara Blok şiddet yanlısı veya karşıtıdır demek de doğru bir yaklaşım
değildir, çünkü bütün bunlar ilkesel değil, zamana, duruma ve Kara
Blok'u oluşturan insanlara göre değişebilen taktiksel farklılıklardır.
Şiddetin ne şekilde tanımlandığı derin bir tartışma konusu olabilir,
ancak mülkiyete karşı zarar verici eylemlerin gerçek anlamıyla "şiddet"
eylemi olup olmadığı özellikle tartışılmalıdır. Radikalizmin medyada
yansıtılma şeklinden hareketle, bu tür "şiddet" eylemleri sonucunda
polisin tutumunu sertleştireceğini ve bu gelişmenin de sıradan
insanların toplumsal hareketlerden uzaklaşmasına neden olacağını
düşünenler, (pasifistler dışında, "sol"un çoğunluğu ve reformistlerin
bir bölümü) bu tarz eylemlilikleri yoğun şekilde eleştiriyor. Kara Blok
içerisindeki "şiddet" yanlısı anarşistlere göre ise, mağaza camlarının
kırılması, bankalara ve ATM'lere zarar verilmesi, lüks arabaların yakılması
vb. şeyler çoğunlukla simgesel eylemlerdir. Zarar verilen mağaza ve
dükkanlar kapitalizmin simgeleşmiş markaları ve çok-uluslu şirketlerinin
mülkleridir; kapitalizmin birkaç bin kişinin mağazaları yağmalamasıyla
bir günde yıkılıp gitmeyeceğinin farkındadır çoğu insan.
Bazılarına göre ise polise karşı şiddet kendini savunmanın "meşru" bir
yoludur. Bu düşünceye göre, çoğu zaman şiddeti başlatan saldırgan polisin
kendisi olur ve bu durumda karşı-şiddete başvurmak kaçınılmaz bir
şeydir. Ayrıca insanlar zaten devletin sürekli şiddet ve baskısı altında
yaşamaktadırlar, buna karşı en azından "kendilerini savunma" hakları
olmalıdır. Polis ve benzeri güvenlik güçleri göstericileri kontrol
altında tutmaya çalışır, hangi güzergahın izleneceğine, eylemin ne zaman
bitirileceğine, grupların birleşmesine ve daha birçok şeye karışır. Hemen
her eylemde bu duruma katlanamayan insanların çıkması olasıdır.
Kara Blok 2001 Temmuz'unda Cenova'daki tarzıyla çeşitli eleştirilere
maruz kaldı. Eleştirenlerin bir bölümü gereksiz yere, abartılı "şiddet"
kullanıldığını vurgularken, bazıları Kara Blok'u ajan-provokatörlükle
bile suçluyordu. Kara Blok içerisinden birçok kişi de "anarşistler gibi
giyinmiş" sivil polislerin çeşitli provokatif eylemler yaptığına şahit
olduğunu söyledi. Devlet vahşetinin son noktasında Carlo'nun öldürülmesi
her şeye tuz biber ekti... Cenova'daki Kara Blok'un bir bölümü adına bu
acı olayın da anıldığı bir açıklama yapılıyordu: "Camlar
şıngırdadığında ağlaşanlar, insanlar öldüğünde ses çıkarmıyor. Tarih hiç
sona ermeyecek, yaşasın devrim!"
Cenova'dan hemen önceki Göteburg (Gothenburg) protestolarında Kara Blok
ile sivil itaatsizlik yanlıları arasında "şiddet" kullanımına ve
koordinasyonun arttırılmasına yönelik tartışmalar yapılmıştı, ama
yeterince başarılı olamadığı Cenova'da açıkça ortadaydı. Tarihin hiç
sona ermeyeceği doğruydu, bir şey daha vardı sona ermeyecek olan; devlet
şiddeti. Açığa çıkan en önemli gerçek buydu belki de, egemenlerin bu
şiddetli gözdağı sonucunda küreselleşme karşıtı hareket içerisindeki
anarşistler bir adım geri çekildiler. 2001 Temmuz ayında gerçekleşen
Cenova-G8 protestolarından sonra hareket, 2002 sonlarındaki (yeniden)
Prag ve 2003 yılındaki Evian, Selanik, Montreal vb. eylemler ve dünya
genelindeki savaş karşıtı yürüyüşlerle hız kazanmaya devam etti.
FARKLI "KARA BLOK"LAR
Kara Blok'ların "şiddet" ile özdeşleştirilmesinin her zaman doğru ve
geçerli bir yaklaşım olmadığından söz etmiştim. Kara Blok taktiksel
nedenlerle zaman zaman mülkiyete karşı şiddet içeren eylemlerden uzak
durabiliyor. Bunun klasik örneği olarak göçmenlerle dayanışma
yürüyüşleri gösterilebilir. Asıl yürüyüşten birkaç gün önce
gerçekleştirilen bu gösteriler sonraki günlerde mağaza camlarının
indirildiği, lüks arabaların darmadağın edildiği Cenova'da, Selanik'te
ve Montreal'de "olaysız" sona erdirildi.
Yunanistan ve İtalya gibi ülkelerdeki hareketin doğası, eylemlerin
polisle şiddetli çatışmalarla geçmesine neden olurken, Irak’taki savaş
öncesi geçekleştirilen savaş-karşıtı yürüyüşlerde (İtalya’da 5000
anarşist ve anarko-sendikalist) şiddet kullanımından uzak duruldu. Bu
yıl 1 Mart'ta Ankara'da yapılan savaş-karşıtı gösteride, farklı
kentlerden gelen 400'ü aşkın anarşist ve anti-otoriter bu topraklardaki
ilk Kara Blok kortejini oluşturmuştu.
******************
Hemingway’in “Çanlar Kimin İçin Çalıyor?” kitabının kahramanı Robert
Jordan, İspanya İç Savaşı’ndaki anarşist milislerin koruduğu cephe
hattından geçerken burnuna milislerin üzerini örtmedikleri pisliklerinin
kokusu gelir! “En iyi anarşist kedidir” der, “çünkü kendi pisliğinin
üzerini örtmesini bilir”. Hemingway’in bu ağır eleştirisi bir kenara,
günümüz anarşistlerine getirilen en büyük eleştirilerden birisi de,
“yıktıkları” dünyanın yerine inşa edecekleri yeni dünyanın nasıl
olacağı...
BATUR ÖZDİNÇ
batur_ozdinc@hotmail.com
[Yeni Harman - 16 Ağustos '03 - sayı 34]
*******
*******
****** A-Infos Haber Servisi ******
Anarşistlerle ilgili ve anarşistleri ilgilendiren haberler
******
TALİMATLAR: lists@ainfos.ca
YANITLAR: a-infos-d@ainfos.ca
YARDIM: a-infos-org@ainfos.ca
WWW: http://www.ainfos.ca/
BİLGİ: http://www.ainfos.ca/org
-A-infos'tan tek dilde ileti almak için lists@ainfos.ca'ya aşağıdaki mesajı gönderin:
unsubscribe a-infos
subscribe a-infos-X
X = en, ca, de, fr, it, pt, vb. (yani, dil kodudur)
A-Infos Information Center