A - I n f o s
a multi-lingual news service by, for, and about anarchists **

News in all languages
Last 40 posts (Homepage) Last two weeks' posts

The last 100 posts, according to language
Castellano_ Català_ Deutsch_ Nederlands_ English_ Français_ Italiano_ Polski_ Português_ Russkyi_ Suomi_ Svenska_ Türkçe_ The.Supplement
{Info on A-Infos}

(tr) KUZEY AMERİKA KÜRESELLEŞME KARŞITI HAREKETİ

From Worker <a-infos-tr@ainfos.ca>
Date Thu, 4 Sep 2003 08:08:24 +0200 (CEST)


________________________________________________
A - I N F O S H A B E R S E R V İ S İ
http://www.ainfos.ca/
http://ainfos.ca/index24.html
________________________________________________

KUZEY AMERİKA KÜRESELLEŞME KARŞITI HAREKETİ'NİN GÜNÜMÜZDEKİ DURUMU -
Blair Taylor*
Seattle'da 1999 yılındaki Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ)'ne karşı yapılan
protestodan bu yana Kuzey Amerika'da Sol yeniden canlandı. Özgür bir
toplum projesi ile ilgili yeni olanaklar ve sorunlarla yüzyüze geldi.
Katılımın genişliği, hareketin boyutu ve bu yeniden dirilmenin gündemi
yakalaması, bir çok Sol görüşlü insanın hareketin doğrultusu konusunda
sorular sormaya başlamasına yol açtı. Daha önce bu sorular, bunları
gündeme getirecek bir hareketin kendi ayakları üzerinde duramayacağı
düşünüldüğü için ihmal edilmiş ya da gözardı edilmişlerdi. Bu kısa
makalede, Kuzey Amerika'lı anti-kapitalist radikallerin edindikleri bazı
dersler, şu anda gözden geçirmekte oldukları sorunlar ve kaygılar ana
hatlarıyla ortaya konmaya çalışılacaktır.

Hareket, oldukça kısa bir süre içinde, yalnızca protestodan protestoya
koşmakla değişimin kazanılamayacağının farkına vardı. “Seattle’da oyunun
ortaya çıkarılması” güç sahiplerini tamamen hazırlıksız yakalamıştı ama
herbir sonraki karşılaşmada onlar daha iyi hazırlandılar. Sokaklarda
polislerle çarpışmak onların toplantılarını bir yere kadar aksatabilir,
fakat nihayetinde bu bir çeşit tepkisel hasar denetlemedir -yalnızca
şimdiye kadar yapılanlardan bile daha yıkıcı olan şeyleri yapmalarını
engelleme çabasıdır. Çoğu kez bariyerlerin arkasından, aynasızlarla
onların tarzında savaşılamayacağı ve kazanılamayacağı gerçeği öğrenildi.
Seattle'dan Washington DC'ye, Prag'a ve Genova'ya yolculuk edenler,
küresel sorunları yaşanılan yerde anlamak ve karşı koymak zorunda
olduklarını anladılar. Ancak bu anlama, sokak protetosunun militan ve
direnişçi ruhuyla genellikle bu protestolara karşı sorumlu bir altenatif
olarak sunulan ılımlı ve reformist yerel toplum organizasyonları
arasında görünen derin farklılıklardan dolayı sıklıkla hayal kırıklığına
uğradı. Birçokları, yerel politikanın bu arenası içinden radikal
eleştirinin nasıl öne çıkarılacağı ve şekillendirileceğinden pek emin
değil. Sonuç bir belirsizlik durumudur - bir tarafta reform diğer
tarafta basitleştirici bir reddedişle karşılaşma.

Bu problemi çözecek bir girişim, radikal politik organizasyonlara
katılmak veya böyle bir organizasyonu kurmak olabilir. Eğer sizi çeken
bir seçenek yoksa, kendi organizasyonunuzu kurun ! Özellikle bu
hareketin politik tarzını ve kültürünü genelde belirlemiş olan
anarşistler, kollektifler ve küçük dayanışma grubu (affinity group)
modelleri dışındaki oluşumları araştırmaya başladılar. NEFAC (
NorthEastern Federation of Anarcho-Communist [Kuzeydoğu Anarko-Komünist
Konfederasyonu] ) bu girişimlerden biridir ve artan örgütlülük arzusu
duyan birçok anarşist bulmakta başarılı olmuştur. NEFAC öncelikle sınıf
ve kapitalizme odaklanırken, değişik politik vurgular yapan anti
otoriter diğer örgütlenmeler de şekilleniyor. Irkçılığa odaklanan bir
örgüt, toplumsal ekolojiden etkilenen ve her türlü hiyerarşiye ve
doğrudan demokrasiye odaklanan başka bir örgüt de bunlara dahildir.
Diğerleri, Kanada'daki OCAP (Ontario Coalition Against Poverty [Fakirliğe
Karşı Ontario Koalisyonu]) gibi ideolojik olmayan fakat radikal doğrudan
eylemlerle ev boşaltmalara karşı mücadele eden, sosyal hizmetleri
savunan, göçmenlerin sınır dışı edilmelerine direnen, anarşist etkiler
taşıyan örgütlenmelerden esinleniyorlar.

Örgütlenmeye yönelik bu eğilim, politik teoriye karşı yenilenen bir
ilgiyle aynı zamanda ortaya çıktı. Seattle'dan bu yana üstadlarımız
eylemcileri, neye karşı olduklarını bilmelerine rağmen ne için mücadele
ettiklerini daha iyi tasvir edemedikleri için yerden yere vurdular.
Alternatifler bulma araştırması, birçoklarının anarşist geleneğin iç
yüzünü kavrama çabalarıyla birlikte, politikanın sofistikleşmesine yol
açtı. Diğerleri, özerk Marksizm (Negri'nin “İmparatorluk"u yaygın),
yeniden dirilen kimlik politikaları ya da -belki Michael Albert'in
Katılımcı Ekonomisi ile en iyi şekilde tanımlanan- Z-Magazin çevresi
gibi değişik seçeneklere bakıyorlar. Marksistler bu kaymayı açıkça
hisssettiler. Umutsuzca sınıf ve parti temelinde bir sosyal değişikliğe
yeniden destek kazanmak için anarşizmi araştırmaya ve vurgu yapmaya
başladılar. İronik olan, onların anarşist çelişkilere ve anarşistlerin
önemli fikirleri somut kazanımlara
dönüştürmedeki başarısızlıklarına odaklanan eleştirilerin çoğunun doğru
olmasıdır.

Görünen politik aykırılıkların ötesinde örgütlülük açısından
Marksist'lerden öğrenecek çok şey var. Örneğin, dayanışma grupları,
yüksek derecede kişisel güven gerektiren tehlikeli doğrudan eylemler
için iyi modeller oluştururken şeffaflık ve yeni insanların katılımına
açık olmak açısından zayıftırlar. Benzer bir şekilde, Direct Action
Network ( DAN [Doğrudan Eylem Ağı] ) gibi Seattle N30 etkinliklerinin
çoğunu örgütleyen gruplar, örgütlenme birliğinin temeli olarak tek bir
taktik kullanılmasının sınırlandırıcı olduğunu keşfettiler. Taktikler en
etkili biçimde örgütlerin daha geniş bakış açılarına ulaşmadaki
uyuşmazlıkları değiştirmeye -ki DAN’da eksik olan buydu- uygun
olmalıdır. Sonuç olarak, kendiliğindenlik, gevşeklik ve birçok grubun
“doğrudan eylem” takıntısı, devrimci bir örgütlenmenin gerektirdiği
sürekli çaba, altyapı ve disiplini gölgeledi.

Bu durum büyük ölçüde “eylemci” geleneğin hakim olmasından
kaynaklanmaktadır. Bu gelenek, ABD’deki devrimci geleneğin yerine
geçmiştir. Bu sürecin oluşmasında özellikle 1930lu, 50li ve 60lı
yıllarda devletin daha devrimci gruplara karşı yasalar çıkarma ve
bunları kriminalize etme çabalarının payı büyüktür. Bu eğilimler, çok
görünür, erişilebilir ve tek bir taktik biçimini (belki gazete satma
dışında!) fetişleştirmeyen Marksist grupların tersine ne yazık ki
genellikle politik olarak etkisizdir. Şimdi birçok anarşist, tutarlı
politik örgütlerden yana olup, taktik ve kişisel ilişki-tabanlı
örgütlemeninin sınırlarını aşmaya çalışmaktadır.

Anarşist-olmayan solcuların çoğu, bu hareketi populist seçim
kazanımlarına dönüştürmeye çalıştı. Televizyon şahsiyetlerinden Michael
Moore ve Ralph Nader bu hareketin radikal doğasını görmezden gelerek
insanların
enerjilerini reformist yollara kanalize etmeye çalıştılar. Medyanın öne
çıkarmasına rağmen -Michael Moores için bu en çok satılan kitaptır-
sokaklara dökülenler onların ne dediklerini dinleyenler değiller. Çarpıcı
olarak, küreselleşme karşıtı enerjı üzerinden sermaye oluşturmaya
çalışan Nader başkanlık kampanyası**, seçimi öngörülenden daha kötü
kaybetti ve geriye neredeyse hiçbirşey bırakmadı. Peki sonuç ne? Sosyal
değişiklikler için yukarıdan asağıya stratejiler bir çıkmaz sokaktır.
Eger Nader destekçileri tepedeki insana oynamak yerine zamanlarını taban
örgütlenmesine harcamış olsalardı, bugün hala bir seçenek olarak halkın
önüne
çıkabileceklerdi. Ancak, öyle değiller.

Porto Allegre, hareketlerin kazanımlarını pekiştirmek için diğer geniş
tabanlı sol bir girişimi temsil eder. O, kendinden önceki sürecin büyük
çapta üstlenilmesiydi. Dünya solunun durumunu tartışmak için yaklaşık
elli bin insan katıldı. Bölgedeki anarşistler, seçilmiş kişilerle
sınırlı olan anlayışı protesto etmek için bir karşı zirve oluşturdular.
Herşeye karşın yazılıp çizilenler sürecin umut vadettigini gösteriyor.
Porto Allegro’nun kendisi, neoliberalizme bir alternatifin neye
benzeyebileceğinin ilginç bir örneğidir. Onların “katılımcı bütçeler”
modeli halkın, göreli olarak taban haraketi modasına uygun bir şekilde,
ekonomik önceliklere karar vermesini kabul etmektedir. Gelecek yılki
toplantıda yeni bir Enternasyonal kurulmaya çalışılacağı söyleniyor. Bu
solculara stratejilerini ve vizyonlarını dünya çapında paylaşacakları,
ilişki içinde bulunma ve çabayı daha geniş bir düzeyde koordine etme
olanağı sağlayan paha biçilmez bir forum olacaktır. İkinci
Enternasyonal’i bölen aynı politik tartışmaların ortaya çıktığını görmek
ilginç olacaktır. Fakat bu kez Marksizmin düşüşte Anarşizmin yükselişte
olduğu bir zamanda.

2001 Yazı, Göteburg ve Genova'da gittikce yukselen mucadeleyi gördü ve
hareket hala ivme kazanıyor hissini veriyordu. Bundan sonra sonbaharda,
Amerika'daki 11 Eylül terörist saldırısı herşeyin gidişini değiştirdi.
Küreselleşme karşıtı enerji hızla savaş karşıtı örgütlenmelere aktarıldı.
İkisini tutarlı bir şekilde birbirine bağlamak için, “petrol için savaşa
hayır” belagatı dışında çok az bir girişim yaratıldı. Saldırının,
başımızda görevde olan teröristler gibi korkutucu derecede köktenci olan
terörist bir grup tarafından gerçekleştirilmiş görünmesi birçok insanın
kafasını karıştırdı, çünkü saldırının nedenlerini anlamak ve suçu tayin
etmek çok zordu. Hatta bazı gruplar milliyetçi koroya katıldılar. Halkın
görüşü, önceden en azından neo-liberalizme karşı olmayı kabul ederken
şimdi ortama uyarak bayrak sallayan yurtsever yığınlarla birlikte sıraya
giriyorlar. Sorgulanmak istenen her şey Amerikalılığa aykırı olarak
etiketlendi. Sivil hakları budamak için "terörizme” karşı savaş adı
altında yeni yasalar çıkarıldı ve radikaller de bu yasaların kapsamına
dahil edildi. Kamuoyundaki eğilimin ve resmi politikanın korku verici,
Orwellaşan değişimi bir çok eylemcinin kafasını karıştırdı ve korkuttu.
Tüm yaptıklarımız bir anda yok edilmiş gibiydi ve nereye yöneleceğimiz
konusunda herhangi bir fikre sahip değildik.

Memnuniyetle ifade etmeliyim ki; bu durum yavaş yavaş yok olmaya başladı.
Bush rejimi sürüp giderken, "küresellesme karşıtı" hareket küresel insan
hakları hareketi olarak kendini yeniden tanımlayıp yükseldi. Bizim
adımıza öldürülen Filistinlileri, Kolombiyalıları, Afganistanlıları ve
Iraklıları desteklemek yeni amaçtı. Aynı sorular önceden olduğu gibi
sorulmaya devam ediyor, ancak yeni bir bağlamda yanıtlar buluyorlar.
Örgütsel projeler yerel çalışmalarla birlikte sürüyor ve bunlar
dünyadaki son gelişmelerin yarattığı kargaşadan güçlü bir şekilde
etkileniyorlar. 11 Eylül'ün temsil ettiği tarihi dönüş, sonuçta Sol'un
kendisini –işçi sınıfı soyutlamasına ve radikal öğrenciliğe geri dönüş
olarak değil– özgürlük için tamamen küresel bir kuvvet olarak yeniden
tanımlaması gerektiğini kanıtlamıştır.

----------------------------------------------------------------------------

* Blair Taylor şu anda ABD'nin Kuzeybatı bölgesinde yaşayan Kuzey
Amerikalı bir devrimcidir. Hiyerarşinin bütünsel bir eleştirisi,
doğrudan demokrasiye bağlılık ve ikili güç stratejisi yönelimli tutarlı
politik ilişkiler etrafında örgütlenen uzun dönemli devrimci bir
konfederasyonun yaratılması projesinde yer almaktadır. Örgütlenmeyle
uğraşmadığı zamanlarda kaykay yapmakta, müzik toplulukları the November
Group ile müzik yapmakta ve Murray Bookchin, Russel Jacoby veya Ursula
LeGuin gibi yazarları okumaktadır. Temas kurmak için:
blairfett@yahoo.com

2000 yılı başkanlık seçimlerinde, Yeşil Parti Nader'i parti üyesi
olmamasına ve Parti programını tümüyle benimsememesine karşın başkan
adayı olarak destekledi. Sonuçta Yeşil Parti’nin kayıtlı ulusal parti
olması için alt sınır olan yüzde beş oy alması beklenirken, yüzde üçün
altında oy aldı (ç.n.).

Haziran 2002 Çev: Emet Değirmenci


[ Sanal Molotof Mesaj Panosundan:
http://www.network54.com/Hide/Forum/thread?forumid=120309&messageid=1062598600
]


*******
*******
****** A-Infos Haber Servisi ******
Anarşistlerle ilgili ve anarşistleri ilgilendiren haberler
******
TALİMATLAR: lists@ainfos.ca
YANITLAR: a-infos-d@ainfos.ca
YARDIM: a-infos-org@ainfos.ca
WWW: http://www.ainfos.ca/
BİLGİ: http://www.ainfos.ca/org

-A-infos'tan tek dilde ileti almak için lists@ainfos.ca'ya aşağıdaki mesajı gönderin:
unsubscribe a-infos
subscribe a-infos-X
X = en, ca, de, fr, it, pt, vb. (yani, dil kodudur)

A-Infos Information Center