A - I n f o s
a multi-lingual news service by, for, and about anarchists **

News in all languages
Last 40 posts (Homepage) Last two weeks' posts

The last 100 posts, according to language
Castellano_ Català_ Deutsch_ Nederlands_ English_ Français_ Italiano_ Polski_ Português_ Russkyi_ Suomi_ Svenska_ Türkçe_ The.Supplement
{Info on A-Infos}

(tr) [anarsistbakis] Yenilemeler 15 - 29 Ağustos 2003

From zamane divane <anarsistbakis@yahoo.co.uk>
Date Sat, 30 Aug 2003 15:46:23 +0200 (CEST)


________________________________________________
A - I N F O S H A B E R S E R V İ S İ
http://www.ainfos.ca/
http://ainfos.ca/index24.html
________________________________________________

YENİLEMELER - 015 / 29-Ağustos-2003 [Anarşist Bakış web sitesi
yenilendi] "Makaleler" kısmına eklemeler yapıldı (Aşağıda):
http://uk.geocities.com/anarsistbakis/anarchy_articles.html
"Aylık İstatistikler" yenilendi:
http://uk.geocities.com/anarsistbakis/aylik_istatistik.html
"Türkiye Solu" sayfası yenilendi & yeni metinler (ana sayfaya bakınız)
eklendi:
[Ana Sayfa - http://uk.geocities.com/anarsistbakis/index.html]
--------------------------------------------------------------------------------"ANARŞİZM: FEMİNİST BAĞLANTI", Peggy Kornegger, 1976 (çeviri)
İÇİNDEKİLER
Kuramın Ötesinde -- İspanya 1936-39, Fransa 1968
Anarşizm ve Kadın Hareketi
Buradan Nereye Gideceğiz? Ütopyayı Gerçek Yapmak
Geleceğin Dönüştürülmesi
Dipnotlar
Onbir yıl önce İllinois'in küçük bir kasaba lisesinde [okurken],
"anarşizm" kelimesini hiç duymamıştım --hiçbir şekilde. En yakın bildiğim
şey anarşinin "kaos" anlamına geldiğiydi. Sosyalizm ve komünizme
gelince, tarih derslerim bir şekilde onlarla faşizm --akla Hitler'i,
toplama kamplarını, ve bizimki gibi özgür bir ülkede asla olmayan her
türden korkunç şeyi getiren bir kelime-- arasında hiçbir fark olmadığı
mesajını aktarmıştı. Bana Amerikan politikasının sıkıcı laf salatalarını
ustalıkla yutmak öğretilmişti: ılımlılık, uzlaşma, çitin üstünde oturmak
[ing.
fence-straddling, iki taraf arasında konum belirlemeyerek orta noktada
durmak anlamında], harika çocuk olarak Chuck Percy. Dersimi iyi öğrendim:
tüm "eğitim"imi biçimlendiren taraflılığının ve çarpıklığın farkına
varmam yıllarımı aldı. Erkektürünün [ing. mankind, kelime olarak
insanlık anlamına gelmekte, ancak burada dile hakim olan ataerkilliği
vurgulamak için böyle kullanılmaktadır] "erkeğin-öyküsü" [ing. history,
yine burada da kelime anlamı tarih olan history'i kelimenin eril
yapısının vurgulamak üzere "his-story" diye kullanılmıştır] sadece şu
anlama geliyordu; bir kadın olarak verili [ing. vicarious, vekaleten,
başkasının yaşantısına katıldığını hayal ederek] bir varoluşa mahkumdum.
Bir anarşist olarak bir varlığa sahip değildim. Geçmişin bütünü (ve
böylece geleceğin imkanları) benden çalınmıştı. Birbirleriyle
bağlantısız olan politik dürtü ve eğilimlerinin ortak bir çerçeveyi
paylaştığını ancak yakın dönemde keşfettim --yani, anarşist veya
liberter düşünce geleneği. Renk körü grili yılların ardından birdenbire
kırmızıyı görmüş gibiydim.
Emma Goldman benim ilk anarşizm tanımımın malzemesini sundu:
"Anarşizm, öyleyse, insan aklının dinin tahakkümünden; insan bedeninin
mülkiyetin tahakkümünden; hükümetin prangalarından ve sınırlılığından
özgürleşmesini amaçlar. Anarşizm, gerçek toplumsal zenginliği üretmek
amacıyla özgür bireylerin biraraya gelmesine dayanan bir toplumsal
düzeni; bireysel arzu, zevk ve eğilimlere göre, her insanın yeryüzüne
özgür erişimini ve yaşamın tüm gerekliliklerinden tam [olarak] zevk
almasını garanti eden bir düzeni amaçlar."(01)
Çok geçmeden, anarşizm ile radikal feminizm arasında zihinsel
bağlantılar kurmaya başladım. Anarka-feminizm hakkındaki heyecanımı
başkalarına aktarmanın bir yolu olarak, bu alana dair algıladıklarımın
bir kısmını yazıya dökmek benim için çok önemli oldu. Aramızda yanlış
anlama ve kıymıklanmayı [ing. splinterism, bir hareketin içinden koparak
daha küçük başka hareketlerin ortaya çıkması] arttıran engellerin
bazılarını yıkmak için birbirimizle görüşlerimizi paylaşmamız hayati
gözüküyor. Kendimi anarka-feminist olarak adlandırmama rağmen, bu
tanımlama sosyalizmi, komünizmi, kültürel feminizmi, lezbiyen
ayrılmacılığı [ing. seperatism, bağımsızlığını savunan], veya diğer bir
düzine politik markayı kolayca içerebilir. Su Negrin'in yazdığı gibi:
"Hiçbir politik şemsiye benim bütün ihtiyaçlarımı kapsayamaz."(02)
Düşündüğümüzden daha çok ortaklığımız olabilir. Burada kendi tepkilerim
ve algılarım üzerine yazıyor olsam da, yaşamımın ya da düşüncelerimin
diğer kadınlarınkinden ayrı olduğunu sanmıyorum. Aslında, Kadın Hareketi
konusundaki en güçlü inançlarımdan birisi de inanılmaz bir görüş
ortaklığı paylaşıyor olduğumuzdur. Benim bu görüşe katılımım belirleyici
ifadeler veya katı cevaplar sunmak için değil, daha ziyade bunun
etrafında bize canlılık kazandıracağını, ve sürekli olan bireysel ve
kolektif büyüme ve evrim/devrim sürecine katkı yapacağını umut ettiğim
olanakları ve değişebilir bağlantıları sunmaktır.<<Devamı...>>
http://uk.geocities.com/anarsistbakis/makaleler/kornegger-anarsizmfeministbaglanti.html--------------------------------------------------------------------------------"KISIM B.5 KAPİTALİZM GÜÇLENDİRİCİ MİDİR VE İNSAN EYLEMİNE Mİ DAYANIR?",
Anarşist Sıkça Sorulan Sorular, (çeviri)
Kapitalizm, özellikle de "liberter" kapitalizm tarafından ortaya
konulan
toplumsal görüşün ana unsuru, "yurttaş"ın oy kullanmasına benzeyen
"müşteri"nin "oy kullanması"dır. Milton Friedman'a göre, "süpermarkette
oy kullandığınızda, tam olarak oyunuzu kullandığınız şeyi elde edersiniz
ve herkes için böyledir." Cebinizle yaptığınız böylesi bir "oylama"nın
(Kısım H'de tartışacağımız üzere, aşırı tutucular tarafından daima
devlet sosyalizmi ile eşgörülen sosyalizmin aksine) kapitalizmde
insanların keyfini çıkardıkları harika "özgürlük"lerin bir örneği olduğu
iddia edilir. Ancak, bu iddianın incelenmesinde, müşterilerle yurttaşlar
arasındaki ayrım önemlidir.<<Devamı...>>
http://uk.geocities.com/anarsistbakis/makaleler/sss-kisimb5.html
--------------------------------------------------------------------------------"KISIM C KAPİTALİST EKONOMİNİN EFSANELERİ NELERDİR?", Anarşist Sıkça
Sorulan Sorular, (çeviri)
Kapitalizmde, ekonomi önemli ideolojik bir rol oynar. Ekonomi, sömürü
ve
tahakkümün tanımsal olarak dışlandığı bir kuramın geliştirilmesinde
kullanılmıştır. Burada kapitalizmin neden yoğun bir şekilde sömürücü
olduğunu açıklamaya çalışacağız. Başka yerlerde, Kısım B'de, kapitalizmin
neden baskıcı olduğunu açıklamıştık, [bu konularda] kendimizi burada
tekrar etmeyeceğiz.
Ekonomi, kapitalizmde birçok açıdan Orta Çağ'da dinin oynadığı rolü
oynar; yani hakim toplumsal sistemin ve hiyerarşilerin
meşrulaştırılmasını sağlamak (bir neo-klasik iktisatçı şöyle demişti,
"ekonometriciler bize cevaplar sunana kadar, neo-klasik ekonomik kurama
dayanmak bir inanç meselesidir", tabii ki o da böyle yapmıştı (C.E.
Ferguson, The Neo-Classical Theory of Production and Distribution, s.
xvii)). Aynen din gibi, onun da bilimsel temelleri genellikle yoktur ve
kuramları ampirik olgulardan daha çok "iman sıçrayışları"na dayanır. Bu
kısımdaki tartışma sürecinde, kapitalist ekonominin statükoyu, ürettiği
tahakküm ve sömürü sistemini savunmak için yarattığı ideolojik özürleri
ortaya sereceğiz.<<Devamı...>>
http://uk.geocities.com/anarsistbakis/makaleler/sss-kisimc0.html
--------------------------------------------------------------------------------"KISIM C.1 KAPİTALİZMDE FİYATLARI NE BELİRLER?", Anarşist Sıkça Sorulan
Sorular, (çeviri)
İÇİNDEKİLER
C.1.1 Bu Kuramda Yanlış Olan Ne?
C.1.2 Öyleyse Fiyatı Ne Belirler?
C.1.3 Fiyatları Başka Neler Etkiler?Anarşizm Gerçekte Ne Anlama
Gelir?

Kapitalizm taraftarları, çoğu ana görüş [ing. mainstream, bir konuda
yaygın ve hakim görüş] ekonomi ders kitabınca açıklandığı üzere,
Sübjektif Değer Kuramı (SDK) [Subjective Theory of Value, STV, öznel,
normatif] denilen şey üzerinde görüş birliği içindedir. Bu ekonomi
sistemi, nedenleri aşağıda belirgin hale gelecek olan, "marjinalist"
ekonomi olarak
adlandırılır genellikle.
SDK, özünde, bir metanın fiyatının, [metanın] tüketici ve üretici
için
olan marjinal faydası tarafından belirlendiğini ifade eder. Marjinal
fayda, bireyin tatmin skalası [ing. scale, bireyin çeşitli tüketim
kombinasyonlarından elde ettiği tatmini gösteren tablo] üzerinde, mala
duyduğu arzunun tatmin edildiği noktadır. Bu nedenle fiyat, pazar
yerindeki bireysel, sübjektif [öznel] değerlendirmelerin bir sonucudur.
Bu kuramın bireysel özgürlükle ilgilenenlere için neden çekici olduğunu
görmek kolaydır.
Ancak, SDK bir efsanedir. Pek çok efsane gibi, içinde bir zerre
gerçeklik vardır. Ancak bir metanın fiyatının nasıl belirlendiği
açıklaması bağlamında, ciddi kusurları vardır.
Bu zerre gerçeklik bireylerin, grupların, şirketlerin vb. mallara
gerçekten de değer biçtikleri ve onları tükettiği/ürettiğidir. Örneğin
tüketim oranı, malların kullanıcılar için olan kullanım-değerine bağlıdır
(bir kimsenin satın aldığı ürünün miktarının fiyatlar ve gelire ilişkin
değerlendirmelerden etkilenip etkilenmediğini daha sonra göreceğiz).
Benzer şekilde, üretim, üreticilerin daha fazla mal arz etmekten
[edinecekleri] fayda tarafından belirlenir. Bir malın kullanım-değeri
oldukça sübjektif bir değerlendirmedir, ve bu nedenle bireyin zevk ve
gereksinimlerine bağlı olarak durumdan duruma değişir. Böyleyken, bunun
fiyatlar üzerinde bir etkisi olacaktır; ancak --ileride gösterileceği
üzere-- bu, bir ürünün fiyatını belirlemenin aracı olarak kapitalist
ekonominin dinamiklerini ve piyasanın altında yatan üretim ilişkilerini
gözardı eder. Sonuçta, SDK tüm metalara birer sanat ürünüymüşçesine
davranır, ve bu gibi insani çaba ürünleri (eşsiz olmaları nedeniyle)
kelimenin sıradan anlamında kapitalistik metalar değildirler (yani,
yeniden üretilemezler ve böylece de emek onların miktarını artıramaz).
Bu nedenle, SDK üretimin kapitalizmdeki doğasını gözardı eder. Daha
sonraki kısımlarda bu tartışılacaktır.
Tabii ki, modern ekonomistler, ekonomiyi "değerden arınmış bir bilim"

olarak resmederler. Doğaldır ki, mevcut toplumsal yapıları ve onlar
etrafında örülmüş ekonomik dogmaları verili aldıkları, böylece onları
meşrulaştırdıkları nadiren kafalarına dank eder. Kropotkin'in belirttiği
üzere:
"Politik iktisadın yasaları ve kuramları denilen şeylerin tümü
aslında
şu mizaca sahip beyanatlardan başka bir şey değildir:
'Bir ülkede, Devlet tarafından onlara dayatılan veya Devlet'in toprak,
fabrika, demiryolu vb. sahipleri olarak kabul ettiği kimseler tarafından
kendilerine teklif edilen çalışma koşullarını kabul etmeksizin bir ay,
hatta onbeş gün bile yaşamını sürdüremeyecek dikkate değer sayıda
insanın daima olduğu veriliyken, bu durumda sonuçları filan, falan
olacaktır.'
Orta-sınıfın [burjuvazinin] politik iktisadı, bu sayılan koşullar altında
--koşulların kendisini ayrıca belirtmeksizin-- olup bitenlerin sayılıp
dökülmesinden ibaret olmuştur. Ve toplumumuz içinde bu koşullar altında
ortaya çıkan olguları tanımlamalarının ardından, bize bu olguları katı,
kaçınılmaz ekonomik yasalar olarak gösterirler." (Kropotkin's
Revolutionary Papers, s. 179)
Diğer bir deyişle, ekonomistler kapitalist toplumun (mülkiyet
hakları,
eşitsizlik vb. gibi) politik ve ekonomik yönlerini genellikle verili
kabul eder, ve kuramlarını bunun etrafında oluştururlar. Marjinalizm
sonuçta, sınıf çizgileri, hiyerarşileri ve eşitsizlikleriyle kapitalist
toplumu verili kabul ederek "politik olanı" "politik iktisat"ın dışına
çıkarır. Bireysel tercihler üzerine yoğunlaşarak, onları bu tercihlerin
yapıldığı ve [bu tercihleri] etkileyen toplumsal sistemden soyutlarlar.
Gerçekte, SDK, bireyleri yaşadıkları toplumsal çevreden soyutlama
üzerine; ve tüm bireyler için, tüm toplumlarda, her zaman uygulanabilir
olan ekonomik "yasalar" üretilmesi üzerine inşa edilir. Bu, tüm somut
durumların --tarihsel olarak ne kadar farklı olurlarsa olsunlar-- aynı
evrensel kavramın ifadeleri olarak değerlendirilmesine yol açar.
Böylece, neo-klasik ekonomide, ücretli-emek emek haline gelir, sermaye
üretim araçları haline gelir, emek süreci üretim fonksiyonu haline
gelir, sahiplenmeye yönelik davranış insan doğası haline gelir. Bu
yolla, günümüz toplumunun eşsizliği, yani ismen onun ücretli emek
üzerinde temellenmesi gözardı edilir ("İçinden geçtiğimiz dönem ... özel
bir nitelikle ayırd edilmektedir --ÜCRETLER." (Proudhon, System of
Economical Contradictions, s. 199)); ve kapitalizme özgü olan
evrenselleştirilir, her zaman uygulanabilir hale getirilir. Böylesi bir
perspektif bilimsel olmaktan ziyade ideolojik olmaktan kaçınamaz. Her
zaman geçerli (ve böylece görünürde değerden arınmış) olan bir kuram
yaratmaya çalışarak, onlar ancak kuramlarının kapitalizmin
eşitsizliklerini meşrulaştırdığı gerçeğini gizlerler.<<Devamı...>>
http://uk.geocities.com/anarsistbakis/makaleler/sss-kisimc1.html
--------------------------------------------------------------------------------
NOT: "Anarşist Bakış" sitesi ile "Türkiye Solu" sitelerinin yenileme
haberleri için iki ayrı grup oluşturulacaktır.
Lütfen Eylül sonuna kadar hangi listeye [veya her ikisini de] üye olmak
istiyorsanız buna ilişkin istediğinizi bildiren bir mesajı şu adrese
yollayınız: [anarsistbakis-owner@yahoogroups.com].



*******
*******
****** A-Infos Haber Servisi ******
Anarşistlerle ilgili ve anarşistleri ilgilendiren haberler
******
TALİMATLAR: lists@ainfos.ca
YANITLAR: a-infos-d@ainfos.ca
YARDIM: a-infos-org@ainfos.ca
WWW: http://www.ainfos.ca/
BİLGİ: http://www.ainfos.ca/org

-A-infos'tan tek dilde ileti almak için lists@ainfos.ca'ya aşağıdaki mesajı gönderin:
unsubscribe a-infos
subscribe a-infos-X
X = en, ca, de, fr, it, pt, vb. (yani, dil kodudur)

A-Infos Information Center